Powered By Blogger
Goethe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Goethe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2020 Cuma

Faust kitabındaki Mefisto kimdir?

     Faust kitabını okumaya başlayanların ilk karşılaşacakları şeylerden biridir Mefisto karakteri. Ben ilk karşılaştıktan sonra merak ettim kim olduğunu ve Google’dan araştırdım.


     Zaten kitap da kim olduğuna dair bilgi yazıyor. Ama hemen ilk etapta bilgi edinmek isteyenler için bu yazıyı yazmak istedim.


     Ama önce Faust kitabının yazarı kim onu belirtelim: Faust kitabının yazarı Alman yazar Goethe’dir.


Mesfisto kimdir?
foto kaynak: unsplash.com


     Bu yazardan okuduğum ilk kitap oldu bu arada. Alkım yayınevinin kitabını okudum. Çeviren ise Celal Öner.


     Gelelim konumuza: Faust kitabındaki Mefisto, şeytandır.


ROMAN DEĞİL TİYATRO OYUNUDUR…

     Aslında bu roman bir tiyatro oyunu. Zaten kitabı okurken de fark edeceksiniz. Girer, çıkar ve seyircilere döner gibi ifadeler yer alıyor.


YAŞAMI BOYUNCA YAZDIĞI BİR KİTAPTIR…

     Goethe bu kitabı yaşamı boyunca yazmış. Yazmaya 18 yaşındayken başladığı bu kitabı 83 yaşında bitirmiştir. Zaten bu eseri tamamladıktan sonra yine aynı yıl 1832’de hayatını kaybetmiş.


GOETHE’DEN ÖNCE DE YAZILMIŞTI…

     Daha önce İngiliz yazar Christosper Marlowe, Doktor Faustus adıyla yazmıştır.

 

    

 

       

9 Haziran 2016 Perşembe

Goethe, kimin kitabı için, "İğrenç bir kitap" dedi?

     
Victor Hugo

     Yaşamının Son Yıllarında Goethe ile Konuşmalar diye bir kitap var. 2007 yılında İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı. Peki Goethe ile bu konuşmaları yapan kim? Asistanı Eckermann. Asistanı olmasının yanında bir özelliği daha var Eckermann’ın. O da: Goethe’nin filologu olması. Hem de ilk. 27 Haziran 1831 Pazar günü Victor Hugo hakkında konuşmuşlar. “Güzel bir deha” olarak değerlendirmiş Victor Hugo’yu, Goethe. İlerleyen satırlarda Victor Hugo’yu daha da göklere çıkartacağını düşünüyordum. Ama hiç de öyle olmadı. Tersine al aşağı ediyordu. Victor Hugo’nun Notre-Dame’ın Kamburu kitabı için, “en İğrenç kitap” diyordu. Kitapta gerçeklik namına bir şeyin olmadığını söylüyor Goethe. Bu kitabı nasıl beğendiklerine de anlam veremiyor. Son olarak bir ek bilgi daha vereyim. Kitabın orijinal adı: Notre-Dame de Paris’tir. Notre-Dame’ın Kamburu değil.

Foto Kaynak:Pixabay.com

Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

     

13 Mayıs 2016 Cuma

Goethe, aşk acısını anlatmış kitabında...

     Günlük olarak edebiyat sitelerini takip etmeye çalışıyorum. Her önüme geleni değil tabi. Her yönüyle kalitesini belli eden siteleri takip ediyorum. Ben bir okur olarak yazarların hayatlarını da merak ederim. Bir kitabı hangi duygularla yazdıklarını. Ya da bir kitabı ona yazdırmaya iten olaylar silsilesini de öğrenmek isterim. Edebiyat siteleri bu yönden istediklerimi karşılıyorlar. Bugün Goethe hakkında bir yazı vardı bir tanesinde. Genç Werther’in Acıları kitabı hakkında. Ben bu kitabı okumadım. Ama okumayı çok istiyorum. Zira çok bahsediliyor, çok anlatılıyor bu kitap. Genç Werther neden acı çekebilir? Genç bir adam neden acı çekebilirse ondan. Yani aşktan.
goethe

                          GENÇ BİR YAZARDAN AŞK ACISINI ANLATAN BİR KİTAP
     Genelde yazarlara sorulan sorudur. Hem de bıkmadan sorulur. “Kitapta anlattığınız şeyleri yaşadınız mı?” diye. Bir soru daha var klasik. Hazır yeri gelmişken onu da atlamayalım. “Romanın ana karakteri ne kadar sizden? Ya da siz ondan ne kadarsınız?” sorusudur, ikinci sorulan da. Peki Goethe aşk acısı çekmiş mi? Çekmiş. Bazı yaşadıklarını almış romana koymuş. Goethe bu romanı yazdığında daha 25’indeymiş. Çok genç değil mi? Kitap çıkar çıkmaz sadece Almanya’da değil, tüm dünyada ses getirmiş. Ne kadar da aşk acısı çeken varmış değil mi? Peki bugün bu sayı azaldı mı? Hayır. Hala en çok dinlenen şarkılar aşk şarkıları. Hala en çok satan kitaplarda aşk zirvelerde.
                                                    AŞKLA DÖNEN DÜNYAMIZ
     Geçmişten bugüne baktığımızda değişmeyen tek şey aşk acısı. Aşk mutluluk vaat etmiyor galiba. Ama buna rağmen hala peşinde koşmuyor muyuz? Bu açıdan baktığımızda aşkın peşinde koşanlar olarak bizler, mazoşist miyiz sizce? Bugün Goethe’nin kitabıyla ilgili yazıyı okuduktan sonra kafamı kurcaladı bu sorular. Şöyle bir kanıya vardım. Dünya, aşkla dönüyor. Hepimiz aşkın peşinde dönüyoruz. Hepimizin içinde aşk denen bu coşkun duyguyu yaşamak için can atan bir yanımız var. Sonunda aşk acısı çekme ihtimali olsa da yine de yaşamak istiyoruz. Ama gördüğüm kadarıyla aşkı herkes yaşayamıyor. Tam olarak neden olduğunu bilemesem de sadece belirli kişiler yaşıyor aşkı. Düşünmeye başladınız mı ardı ardına düşünüyorsunuz böyle işte. Acaba Werther nasıl yaşadı aşk acısını? Goethe nasıl yazdı, nasıl anlattı kitabında? Acaba bir Alman aşk acısını hangi kelimelerle ifade eder? Aşk acısını nasıl yaşar? Bu sorular da aklıma gelmiyor değil. Peki sizler kitap ve aşk hakkında neler düşünüyorsunuz?

Foto kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com